Çenelerin birbiriyle ilişkilerinin uyumlu olmadığı durumlarda iskeletsel bozukluklar meydana gelir. Örneğin, alt çenenin geride olduğu durumlarda, üst dişler daha önde ve fırlak gibi durabilir, üst dişler önde olduğu için hastalar alt dudağını ısırabilir. Bu vakaları ortodontide Sınıf II malokluzyon olarak tanımlarız. İskelet yapısı olarak üst çene normal ama alt çene geride, alt çene normal ama üst çene ileride ya da üst çene ileride, alt çene geride olabilir. İskeletsel bozukluğun çok şiddetli olduğu durumlarda, dışarıdan bakıldığında kolaylıkla fark edilebilir. Bazı durumlarda bireyler iskeletsel bozukluğun farkına vararak hekimlere başvururlar. Bu tarz kapanış bozukluklarının altında yatan pek çok sebep vardır. Çoğu genetik kökenli olabildiği gibi çevresel faktörlere bağlı da oluşmaktadır. Solunum yolundaki rahatsızlık büyüme ve gelişim döneminde, çocuklarda çenelerin iskeletsel gelişimini etkilemektedir. Burundan rahat nefes alamama alt ve üst çenenin gelişimini etkiler. Üst solunum yolu tıkanıklıkları, nasal polip, sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme, adenoid hipertrofisi gibi durumlarda bireyler rahat nefes alıp veremezler. Burun solunumu yapamayınca ağız solunumu yapmaya başlarlar. Ağız solunumu, üst damak kubbesinin daralmasına, alt çenenin geride kalmasına neden olabilir. Ayrıca parmak emmenin uzun süre devam etmesi, dil itimli yutkunmanın (yutkunurken dilin alt ve üst ön dişlerin arasından çıkması durumu) olması, kalem ısırma gibi alışkanlıkların mevcut olması yine çenelerin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle çocuklarda erken dönemde muayene öneririz. Özellikle solunum yolu problemi olan çocukların erken dönemde ortodontiste muayene ettirilmelerinde oldukça fayda vardır. Büyüme ve gelişim dönemi devam ederken, erken dönemde bu tarz iskletesel bozuklukların tedavi edilmesi oldukça kolaydır. Ancak erişkin dönemde çok ciddi iskeletsel bozuklukları ancak ortognatik cerrahi dediğimiz cerrahi ve ortodontik tedavinin beraber yürütüldüğü tedavi prosedürleriyle tedavi edebiliyoruz.
Erken dönemde ise, aktivatör dediğimiz takılıp çıkarılabilen alt çenenin önde konumlanmasını, öne doğru büyümesini sağlayan apareyler ile çenelerin ideal gelişimini sağlayabiliyoruz. Bu apareyler gün içerisinde en az 16 ile 20 saat kullanılmalıdır. Mümkünse sadece yemeklerde çıkarılmalıdır. İlk 6 ayda iskelet yapısına ve profile yansıyan olumlu değişiklikler görülmektedir.
Tek başına hareketli apareylerin düzeltmesinin yeterli olmadığı durumlarda ağız dışı aygıtlardan destek almamız gerekebilir. Üst çenenin önde olduğu durumlarda headgear dediğimiz ağız dışı aygıtlar, ağız içi apareylerle kullanılır. Bu aygıtlar üst çenenin öne doğru daha fazla büyümesini frenlemektedir.